Almanya´da sivil toplum kuruluşları arasında oldukça önemli bir yere sahip olan Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu, görevi ve sorumluluğu gereği üzerine düşen sosyal ve toplumsal işlevini yerine getirmek için 2009 yılı sonuna doğru Türkiye´de “Yeni Vatanım Ön Uyum Projesi” adı altında bir proje uygulamaya koydu. Avrupa Birliği Mülteci-Göçmen ve Uyum Fonu AMIF ve Federal Almanya İçişleri Bakanlığı´na bağlı olarak çalışan Federal Göçmenler, Mülteciler ve Uyum Dairesi´nin (BAMF) mali desteği ve Sosyal Demokrasi Vakfı´nın (SODEV) kurumsal-lojistik yardımlarıyla “Yeni Vatanım Ön Uyum Projesi” Aralık 2009´dan beri Türkiye genelinde hizmet vermektedir.
Onuncu hizmet yılına giren Yeni Vatanım Ön Uyum Projesinin amacı ve hedefleri; Almanya´ya yerleşmek isteyen vatandaşlarımıza ücretsiz olarak danışmanlık hizmeti sunmak, yerleşecekleri eyaletlerde uyum ve yaşamlarını kolaylaştırmak için yönlendirmede bulunmak ve oryantasyon seminerleri vermektir. Bu amaçla, Yeni Vatanım Ön Uyum Projesinde çalışan sosyal danışman arkadaşlarımız tarafından; Almanya´da günlük yaşam, eğitim sistemi, sağlık sistemi, çalışma hayatı, Türkiye´de alınan eğitim ve öğrenilen mesleklerin Almanya’da tanınması, resmi dairelerle ilişkiler, oturma ve çalışma izinleri, işyeri kurma, uyum kursları, ev ve iş arama, Türkiye´den kalifiye eleman göçü ve buna benzer daha birçok konuda danışmanlık hizmeti sunulmakta ve bilgilendirme seminerleri verilmektedir. Özellikle evlilik yoluyla Federal Almanya´ya göç eden evli gençler, hem kendi geleceklerini şekillendirme doğrultusunda hem de gelecekte yetiştirecekleri nesillerin topluma yararlı bireyler olmaları için, kendilerini birçok dalda eğitmeleri artık tartışma götürmez bir durum arz etmektedir. Dolayısıyla kalıcı ve verimli uyum konusunda ön uyum projeleri, atılan ilk adım, uyumun ilk aşaması olarak değerlendirilmektedir.
Sivil Toplum Kuruluşları ve Sosyal Projeler
Sosyal ve siyasi alanlara aktif müdahalede bulunmak isteyen, bu ve benzeri alanlarda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da salt üye aidatları ve bağışlarla mücadele etmeleri, faaliyet yürütmeleri mümkün değildir. Bugünün koşullarında sosyal faaliyet yürüten herhangi bir sivil toplum kuruluşu; ek mali, kadro/eleman kaynakları yaratamıyorsa, günümüz olanak ve koşullarında bu ve benzeri kaynak ve olanakları değerlendiremiyorsa, bırakalım güçlü ve başarılı bir yapı oluşturmayı, orta vadede ayakta kalma şansı dahi olmayacaktır. Bugün, istenilen kurumsal yapıya ulaşmak ve hayatın dayatmış olduğu siyasi, sosyal ve toplumsal zaruriyete faaliyetsel yanıt vermek için ek maddi kaynaklar yaratılması kaçınılmaz bir durum arz etmektedir. Bu kaynaklardan en ciddi, uygulama ve başarı şansı en yüksek olanı ise; etkinlikleri sürece yayarak projeler haline getirmek ve uygulaması planlanan sosyal faaliyetleri dış kaynakların finanse etmesini sağlamaktır. Eğer mesele ciddiye alınır, ihtiyaca yanıt verebilecek projeler oluşturulursa; özel teşebbüslerden vakıflara, hizmet sektöründen Avrupa Birliği ve farklı kurumlara kadar bir dizi kaynak ve olanak yaratmak sorun olmayacaktır. Hem bu olanaklar yani proje yazmak, uygulamak sadece Almanya için sınırlı değildir. Almanya ve Avrupa´yı ilgilendiren; artı değer yaratan ve kalıcılığı olan tüm sosyal projeleri dünyanın birçok ülkesinde uygulamak mümkündür.
Mesela Türkiye´de, halk arasında ‘AB-Projeleri’ olarak bilinen bir dizi irili ufaklı proje ve proje benzeri faaliyetler sürece yayılarak uygulanmaktadır. Ekonomik, ticari, ekolojik, eğitim ve daha farklı sosyal-toplumsal konuları ve alanları kapsayan birçok projenin yanı sıra en belirgin ve etkili uygulama şüphesiz ki ön uyum projeleridir.
Zamanında süreci doğru okuyan, Türkiye projeler coğrafyasında etkin bir şekilde faaliyet yürüten Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu, şu an oldukça başarılı olan “Yeni Vatanım Ön Uyum Projesi”ni uygulamaya koydu. Türkiye´de 10’uncu uygulama yılına giren Yeni Vatanım Ön Uyum Projesi, oldukça zor şartlardan geçerek, başarılı, projeler coğrafyasında prestijini yükselterek, kalıcılık ve artı değer yaratarak bugüne kadar gelmiştir. Bunun böyle olmasında şüphesiz ki, şartların zaruriyetinin önemli rolü oldu, ama bu başarı sadece şartların dayatmasıyla açıklanamaz tabii; konsepti uygulayan kurumun rolünün yanı sıra, projede çalışan kadro ve yöneticilerin etkisi, oturaklı ve disiplinli çalışma anlayışı, ileri görüşlülük ve uzun vadeli yaklaşım gibi etkenler de belirleyici olmuştur.
Uyum endeksli sosyal projelerin gerekliliği
Altmışlı yılların başında Almanya ile Türkiye arasında imzalanan İş Gücü Göçü Anlaşması´yla başlayan aile birleşimi ve kalifiye eleman göçü bugün halen bir şekilde devam etmektedir. Türkiye ile imzalanan bu anlaşma; yetmişlerin ilk yarısında fesh edilmesine rağmen, halen her sene on binlerce insan Almanya ve Avrupa´ya akın etmekte. AB İstatistik Kurumu Eurostat veya diğer adıyla Estat‘ın verilerine göre, Türkiye’den Avrupa’ya göç eden insan sayısı ortalama 60 bin civarında. Bunlardan 30 bine yakını aile birleşimi kapsamında, 16 bine yakını eğitim ve 5 bin civarında insan ise; istihdam için göç etmekte. Geriye kalan sayı ise, turistik gezi için gelenler ile ziyaretçilerden oluşmakta. Ve bu göç olayından en çok etkilenen ülke ise şüphesiz ki Federal Almanya’dır. Federal İçişleri Bakan’lığının göç raporuna göre Almanya´da 1,53 milyon Türk vatandaşı yaşamaktadır. Bu rapora göre F. Almanya'da yaşayan yabancılar arasında Türk vatandaşlarının oranı %18,5 olarak verilmekte. Verilen bilgilere göre Türkiye´den Almanya’ya gelen insan sayısı senede ortalama 30 bin kişi civarındadır. Bu rakamın içerisinde aile birleşimi kapsamında gelenlerin oranı ise aşağı yukarı % 30 civarındadır.
Bu rakamlardan da anlaşıldığı gibi; Türkiye´den göç ederek, Almanya´da yeni bir hayat, farklı bir gelecek oluşturmak isteyen insanların sayısı yıllık ortalama 10 bin civarındadır. Ve bu rakamı oluşturan ana grup ise; evlilik yoluyla göç eden, yani aile birleşimi kapsamında gelen insanlardır. Ve halen günümüzde Ortadoğu’dan gelen göç dalgasına rağmen, aile birleşimi göçüne ek olarak önümüzdeki yıllarda kalifiye eleman göçü de önemli bir potansiyel oluşturacaktır.
Mevcut tablodan anlaşılacağı gibi; bu yatay ve dikey göç meselesi, yani planlı ve plan dışı göç olayı hiç de öyle dışarıdan görüldüğü gibi sorunsuz ve ahenkli olmuyor. İşin teknik, ekonomik boyutu bir yana, sosyal ve uyum konularında bol sancılı çıkmazlar mevcut toplumu oldukça derinden etkiliyor. Seksenli yılların sonuna kadar tartışmasız egemen olan üst kültür (Leitkultur) yerini çok kültürlülüğe (Multikulti) ve hoş geldin kültürüne (Willkommenskultur), yani kan bağına dayalı vatandaşlık olgusu yerini yaşam alanı vatandaşlığı anlayışına bırakırken, Federal Almanya’nın ana toplumsal sorunlarından birisi kuşkusuz ki; halen uyum meselesi ve bu meselenin orta vadede çözüme ulaştırılmasıdır. Ve bu sorun, salt devlet kanalıyla veya devlet kurumlarıyla çözülemeyeceği için, devlet kurumları göçmen kökenli sivil toplum kuruluşlarına bu konuda önemli görevler yüklemektedir. Süreci kavrayan, tabandan dayatılan ve yukarıdan gelen bu sorumluluk sinyalini iyi değerlendiren göçmen kurumları artık yavaş yavaş da olsa ellerini taşın altına koymaya başladılar.
Kısaca projemizin muhtevası ve hedefleri
Yasal göç çerçevesinde, mesela aile birleşimi kapsamında Almanya´ya gelen ve hayatını burada şekillendirmek isteyen göçmen, Almanya´ya geldikten sonra yapması gereken ilk işi dil ve oryantasyon kurslarına katılmak ve bu kursları başarılı bir şekilde sonuçlandırmaktır. Buna ek olarak, özellikle son yıllarda, Almanya´ya gelmek isteyen kişi, ülkeye ayak basmadan önce, az da olsa dil bilmesinin yanı sıra, mümkün olduğu kadar Almanya hakkında belirli bir düzeyde genel bilgiye sahip olması, dolaysıyla yeni vatanına uyumu kolaylaştırması açısından, gelmiş oldukları ülkelerde “ön uyum” projelerinin uygulamaya konulması olmuştur.
AABF konsepti olan Yeni Vatanım Ön Uyum Projemizin uygulama sürecinin ilk adımını İstanbul, İzmir ve Ankara’da ofis ve temsilcilikler açılarak; Karadeniz ve Marmara bölgelerini İstanbul bürosuna, Ege ve Doğu Akdeniz’i İzmir bürosuna, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini de Ankara bürosuna bağlayarak, özel eğitimden geçmiş sosyal danışman kadroyla ülke genelinde danışmanlık ve bilgilendirme seminerleriyle başladı.
Hedef kitlesine ulaşabilmek için; vize endeksli dil kursları veren dershanelerle ilişkiye geçilerek, ülke genelinde bir nevi kooperasyon ağı oluşturuldu. Bu kooperasyon anlaşmasına göre; dershaneler belirli aralıklarla öğrencilerini bir araya getirerek seminerler örgütlemekte, projemizin sosyal danışmanları bu seminerlere katılan öğrencilere genellikle iki gün süren seminerler vererek, danışmanlık yaparak geniş kesimlere ulaşmaya çalışmakta. Kısa vadede bu yöntemle bugüne kadar çok başarılı bir çizgi izlendi.
Bu kooperasyon ağıyla ülke genelinde; İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Adıyaman, Afyonkarahisar, Aydın, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Eskişehir, Kayseri, Malatya, Mardin/Nusaybin, Sakarya, Şanlıurfa, Uşak, Zonguldak/Çaycuma gibi metropollerde toplam 19 aktif, 56 pasif dershane ve bazı sivil toplum kuruluşunun organizasyonuyla gerçekleşen seminer ve kurslarda Aralık 2018 tarihine kadar olan sürede toplam 621 seminerde 9518 kişiye sertifika verilmiştir. Buna ek olarak; 3432 kişiye birebir görüşmelerde ve Face/Mail üzerinden danışmanlık hizmeti sunulmuştur.
Edirne´den Nusaybin´e, Zonguldak´tan Malatya´ya, deyim yerindeyse ülkenin en ücra köşesine kadar yayılan AABF projesi “Yeni Vatanım”, sadece sosyal-toplumsal görevini yerine getirmekle kalmıyor, aynı zamanda uzun vadede Federal Almanya uyum politikalarına ve ileride yapılabilecek yasal düzenlemelere büyük ölçüde bilgi ve önemli veriler sunuyor. Ve bu çalışmalar esnasında katılımcılardan elde edilen bilgiler ve istatistiksel veriler, bilimsel çalışmalarda kullanılmak üzere gerekli kurum ve makamlara iletilmektedir. Uzun vadeli bakıldığında, topladığımız veriler, kazandığımız deneyimler federal ve tüm eyalet hükümetlerinin hizmetine sunularak, göçmenlerin uyum ve eğitim sorunlarının çözümünde değerlendirilecektir.
Yeni Vatanım Ön Uyum Projemiz Türkiye´de uygulanan benzeri diğer projelerle mukayese edildiğinde; hem hedef kitlesine erişmede, hem uygulama ve hem de bütçe harcamaları konularında disiplinli ve profesyonel çalışmaları ve başarılarıyla finansörlerin aktüel reyting listesinde en üst hanelerde yer almaktadır. Böyle olmasaydı zaten, konsepti, kapsamı ve muhtevası fazla değişmeyen bir projenin on sene uzatılması mümkün olamazdı. Projeler tarihine baktığımızda, böylesi bir projenin bu denli uzun bir zamana yayılmış olması pek görülmemektedir. Elde edilen istatistiksel veriler ve başarı grafiği tablosunun yanı sıra finansörlerin gerek kendilerinin gerekse görevlendirmiş oldukları müfettişlerin, uygulama alanında ve proje merkezinde düzenli aralıklarla gerçekleştirmekte oldukları denetlemelerde tutulan raporlar bunun bariz bir belirtisidir.
„Sosyal ve toplumsal alanda yaşanan başarıları birbirine bağlayan asıl şey; gerekli yapısal-toplumsal destek ve karar ile uygulama arasındaki çetrefili ortadan kaldırabilme yeteneğidir“ (Drucker)
Doğan Şengül
Yeni Vatanım Ön Uyum Proje Koordinatörü